Hikâye Anlatma

Hikâye Anlatma

Bilmeceler bittikten sonra ‘Evet çocuklar ben evime gittiğim çocuklara muhakkak hikâye anlatırım. Size de bir hikâye anlatayım mı?’der ve hikâye anlatır.(ek-2)



Ek-2 HİKÂYE
AKILLI KRAL
Bir zamanlar çok zengin bir ülkenin akıllı ve çalışkan bir kralı varmış. Akıllı ve çalışkan olmasaymış, ülkesi zengin olmazmış zaten. İnsanlar bolluk ve mutluluk içinde yaşayamazlarmış. Kral her şeyden memnunmuş ama çocukları onu çok üzüyorlarmış. Üçü de çok tembelmiş. Her şeyi hizmetçileri yaptığı için, bu çocuklar kendi işlerini bile yapamazlarmış. Elbiselerini bile giyemeyecek kadar beceriksizmiş üçü de. Ama bunda ne kralın ne de annelerinin suçu varmış. Bütün suç kralın yardımcısındaymış. Kurnaz yardımcı ‘Çocuklara hiçbir şey öğretmezsem, hiç biri kral olamaz, ben olurum.’diye düşünüyormuş.
Çocuklar bir iş yapmaya kalksa, hemen karşı çıkarmış.’Siz kral çocuğusunuz, size yakışmaz.’dermiş. Hemen hizmetçileri çağırırmış. Çocuklar bu yüzden hiçbir şey öğrenemeden büyümüşler. Kral, çoğu zaman ülke ülke dolaşır, savaşırmış. Anneleri de kral yokken ülke işleriyle uğraştığından çocuklarla ilgilenememişler.
Günler böylece geçip gitmiş. Kral yaşlanmış sonunda. Peki, o ölünce ülkeyi kim yönetecek? Tabi ki çocuklardan biri. Ama hangisi? En akıllı ve en çalışkan hangisi ise o yönetmeli… Kral bir gün yardımcısını ve çocuklarını yanına çağırmış. Demiş ki;’Ben artık yaşlandım, ne gözlerim iyi görüyor, ne kulaklarım duyuyor. Ayaklarım ise beni taşıyamıyorlar artık. O yüzden birinizi kral yapmak istiyorum. Düşündüm ki içinizde en tembel hangisi ise benim yerime o kral olsun. ‘En tembel kral olabilir mi hiç?’ Kral yardımcısını ve çocuklarını denemek istemiş.
En büyük çocuk;’Babacığım, kardeşlerimin en büyüğü olduğum halde onlardan tembelim. Pijamalarımı bile hizmetçi kadın giydiriyor.’ Ortanca çocuk;’o da bir şey mi? Ben dişlerimi bile hizmetçilere fırçalatıyorum.’demiş. En küçük çocuğa gelmiş sıra. ‘Ben en şanssız çocuğunum, kral olamam. Kardeşlerin en küçüğü olduğum için tembellik öğrenemedim.’ Bu sırada kralın kurnaz yardımcısı ellerini oğuşturmuş.’Sayın kralım, gördüğünüz gibi çocuklarınıza elimden geldiği kadar yardımcı oldum. Onlara fazla tembellik öğretemedim yine de. Ama ben onların öğretmeni olarak elbette ki onlardan fazla tembelim. Sizin yerinize ancak ben kral olabilirim.’
‘ Yaaaa,’ demiş kral.’Demek ki sen çocuklarıma tembellik öğrettin bunca yıl. Oysa ben onları akıllı, çalışkan birer insan olarak yetiştirmeni istemiştim. Benim krallığımda gözün olduğuna göre, bunları bilerek yaptın demek ki…’ Kral bunları demiş ve yardımcısını ülkenin en uzak köşesine göndermiş ceza olarak. Hem de hiç para almadan sadece karın tokluğuna.
Kim kral olmuş derseniz eğer, tabi ki en küçük çocuk. Çünkü doğruyu söylemiş. Kral en küçük oğlunun akıllı olduğunu görmüş. Zamanla çalışmayı da seveceğini biliyormuş. Demek ki;’Ey halkım, bundan sonra yeni kralınız en küçük oğlumdur.’ Küçük çocuk kral olmuş, çok çalışmış, çok şey öğrenmiş. Babası gibi o da ülkeyi çok iyi yönetmiş.
Jika Anda menyukai Artikel di blog ini, Silahkan klik disini untuk berlangganan gratis via email, dengan begitu Anda akan mendapat kiriman artikel setiap ada artikel yang terbit di Creating Website

0 yorum:

Yorum Gönder